2 Kasım 2010 Salı

Doğu Timor: bölüm 2 :)

Evvveeet dün bahsetmeye başlamıştım Doğu Timor maceramızdan. Bugün devam edeyim ve adaya gitmemizin en önemli ikinci sebebini de aktarayım: 29 Ekim günü Doğu Timor'daki Türk polisinin madalya törenine katılmak.




Bu vesile ile Türkiye'den Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ile Emniyet Gnl. Mdrlğ Dış İlişkiler Başkanı başkanlığında bir heyet geldi. Madalya töreninin hazırlıkları sabahtan başladı...





















Adadaki yabancı kontenjan komutanları ile yetkililer de hazır bulundular törende. Orada görev yapan değerli arkadaşlarımıza madalya takdim edildi ve Kafkas dans gösterisi dahi yapıldı. Keyifli bir akşam oldu genel anlamda.

Ertesi gün Doğu Timor'un en önemli yapıtı Christorei'ye gittik. Adından anlaşılabilir, Hazreti İsa'nın dünya üzerinde bir heykeli bu. Söylentiye göre, adanın bu yüksek yerinde bulunan heykelden dünyada sadece 3 tane varmış, diğer ikisi Portekiz de ve Brezilya'da, ayrıca her birinin yönü birbirlerine dönükmüş.... (Ne kadar doğru bilemiyorum..)

Heykelin bulunduğu noktaya ulaşmak için yüzlerce basamak var ve ara ara Hazreti İsa'nın "çarmıha gerilişinin" bölüm bölüm tasvirini yapan rölyefler var.






















Bir adet TRT fotosu çektirmeden olmaz ama değil mi? ;))

















Yolun yarısında son tasvir ile bir haç bulunuyor. Ondan sonraki merdivenler daha dik ama manzara muhteşem oluyor...
Denizin mavisi ile orman yeşili kontrast yaratıyor..








Sağdaki fotoğraf heykelin bulunduğu yamaçın arkası. Önü ise soldaki fotoğrafta...



Çıka çıka vardık heykele... (Acep ben de yarı hacı sayılırmıyım ? :P)








Alttaki fotoğrafı bizzat çektim. Çok hoşuma gitti, sanki heykelin üzerinde özellikle bir ışık varmış gibi...












Doğanın bize sunduğu güzelliklere dönelim tekrar...











İşte böyle... Aslında başka fotoğraflar da var ama yükleme işi gerçekten de çççooooookkk uzun sürüyor (belki yarın diğer fotoları eklerim vaktim olursa...).
Bu arada Doğu Timor'da bizleri ağırlayan (Bahadır Abi, Erkin Abi ve Hakan Abi başta olmak üzere) tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.
Ve son olarak Bali havaalanında okuyunca "şu dil ne biçim melet, nereye çekersen çek" dedirten bir görüntü ile noktalayım.


Hiç yorum yok: