8 Kasım 2010 Pazartesi

Doğa ve spa...

Doğu Timor ile ilgili bende kalan ve görmenizi isteyeceğim bir kaç fotoğrafı daha uygun bir zamana bırakmaya karar verdim.
Hafta sonu için kendimizi şımartalım dedik ve Semarang şehrinde turistler ve yerliler arasında adı sıkça geçen ve mutlaka bi "gittiniz mi?" sorusuna neden olan Susan Spa and Resort'a gitmeye karar verdik.
Rezervasyonu bir gün öncesinden yaptırabildik ve son kalan 2 odadan birini kaptık.
Susan Spa Bandungan şehrinde bulunuyor. Araba ile 1 saatten az biraz fazla sürüyor, bunun nedeni de aslında mesafe değil, yine yollar, motosikletlerle çilekeş hale gelmiş trafik ve son olarak dağın yukarılarına doğru çıkarken daralan ve aynı anda iki araca zar zor yer veren dik yokuşlar. Aslında 30-40 km bir yol.

Susan Spa büyük bir dağ kitlesinin tepesine yakın yerde duruyor. Muhteşem bir manzarası, tertemiz bir dağ havası ve serinleten sisleriyle oldukça rahatlatıcı bir yer. Bu arada biz taksi çağırdık gitmek için ve sadece 100.000 Rp gibi bir meblağ ödedik, hatta 90 küsür. Yani 17TL'yi bile bulmuyor buraya yolculuk.
İşte otelimiz, bahçesinden görülen hali ile...


Odaları bayağı büyük, ki biz standard oda konumunda sayılan Superior oda grubundan seçtik. Onun dışında villa tarzı veya suitler var. Yanılmıyorsam sadece konaklama + kahvaltı 850.000 Rp idi. İşte odamız...


Bunlar genel manzara durumları, hani bilginiz olsun diye... Ama asıl burayı güzel kılan kısımlara girelim yavaş yavaş... Mesela spasından bahsedelim, malum adında var, eee biz de deneyelim değil mi?



İlk olarak bu gördüğünüz odaya alıp, ayaklarınızı içinde çer çöp (valla öyle) bir de limon olan sıcak bir suda yıkıyorlar çok kısa bir masaj ile.
Sonra odaya geçtik. Bizimkisi çiftler için ayrılan oda... Manzara olağanüstü...














Yine komple spa yaptırdık ama artı olarak kulaklarla ilgili bir masaj istedik.
 
Daha önce, alışveriş merkezinde görmüştük buna benzer bir şeyi, yani uzanan ve yan yatan kişilerin kulağında mum yakma olayını, ama hiç denememiştik (biraz da korkudan, takdir edersiniz ki ürkütücü...).
Ancak bunların mumları damlamıyormuş, özelmiş ve bir çeşit güvenlik sistemi varmış yakmamak için. Bu arada ne işe yarıyor diye soranlara cevap; (onların yalancısıyım ama) kulağı temizliyor, migrene iyi geliyor, uykuyu düzenliyor vs....
İşte bize deneyin diyen pankart (yaptırırken maalesef fotoğraf çektiremedik...). Bir taraftan mumu tutarken, diğer eliyle de kadın göz, alın ve burun bölgesinde çeşitli baskılar yapıp masaj uyguladı. Her iki kulak toplamda 20 dakika sürdü. Gerçi en komik yönü iş bittikten sonra mumu yarıp, içinde güya kulağımızdan çıkan kiri gösterdiler ("yuuuuhhh ne kadar çok, o kadar temizliyorum her banyoda, abartıyorlar yahuuuu, kendileri koydular bunu içine kesin, ne alaka canım", ve buna benzer kendimce bahaneler uydururarak izledim ;))
Masaj yine o süper manzaralı banyo ile bitti...


Manzara demişken, oteli harika kılan ortamdan bahsedeyim. Bu arada bu dağdaki tek otel değil, hatta dağın yoluna ilk girdiğimiz andan, en son bu otele varana kadar 10'larca otel-motel yeri var. Hepsinin sunduğu kul işi değil, Rabbimin işi olan doğa güzelliği...

İşte odamızdan görünen o manzara...


Bahçesinde mini golf sahası var. Bizim şansımıza (!) o gün bir grup geldi ve sabahın 6'sında mikrofon ile bağırmak suretiyle spor yaptılar. Bittikten sonra son kalanlar Capoeira antrenmanı yapıyorlardı..

Bahçede bir de maymunları var. Yaaa her baktığımda gülerim bu hayvanlara, çok komikler doğrusu... (ve de korkunç derecede insan tipli)


Fotoğraflardan birinde garip şekilli beyaz bir bina var. Orası otelin inşa ettiği ve yeni faaliyete geçen, düğünler için özel ayrılan kilise.
İşte afişi ve bizim fotoğraflarımız.. Rüyaların düğünü gibi bir şey vaat ediyor...




































Güzel manzarada romantik bir düğün Hristiyanlar için... Bana sorarsanız, içindeki haçı çıkarınca, başka dinin mensuplarına da uygun hale hemencecik gelir... Manzarası çok güzel ve akşam ışıklandırılması ile daha da güzelleşiyor...











Bu arada otelin bahçesinde gül yetiştiriyorlardı. Semerang'da bulamazsınız pek fazla çünkü çok sıcak, ama bu dağlık alan onlara verimli toprağını sunuyor..



Son olarak belgesel niteliğinde bir fotoğraf: bir örümcek... ama oldukça garip... ve garip şekilde güzel... (Güzel kelimesini ne kadar farklı kavramlarla kullanıyoruz değil mi?.. acaba gerçekten de hepsi güzel mi.. manzaraya güzel mi demek gerekir... ya da güllere... ya da bu örümceğe...)


Hiç yorum yok: