Bu nedenle ben de bu konudan biraz bahsedeyim istedim. Yine fotoğraflarla destekleyeceğim sözlerimi ama bazırları eşimin cep telefonunda kayıtlı olduğundan, belki daha sonra ekleyeceğim.
Anlatmanın en kolay yolu, bizim gittiğimiz düğünden başlamak olur ve tabii ki davetiyeden..
Davetiyede evlenecek olan gençlerin fotoğraflarından oluşuyor sadece, fotoğraflar da bizimkilerden farklı değil hani, yine aynı fotomontaj, alakasız fonlar, leyla leylaaa bakışlar...
Çift hristiyan olduğundan, bir otelin şapelinde (ya da ona benzetmeye çalışmışlar) yapıldı. Maddi durumları iyi olan bir aile değildi. Bunların söylememin sebebi, düğün özellikleri etkilemesi...
Düğün yerinin girişinde (dışarıda) bizdeki ev düğünlerinde olan, kazan kazan yemekler vardı. Bir büfe modu vermişler.
Şapelin giriş kapısının hemen yanına ise, önünde oy sandığı duran iki bayan vardı:)) Tamam, tamam, oy sandığı değildi ama aynı görüntüde, bir zarf geçirecek büyüklükte bir açıklığı olan bir kutu idi. Bir de isim listesi var, isminizi yazıp, kimin nesi olduğunuzu belirtip, parayı koyduğunuz zarfı kutuya atıyorsunuz. (Yaaa ama gerçekten de oy verme işlemine benzemiyor mu? ;)
Zarfı veren düdüğü çalar misali, size nikah hediyesi (şekeri diyemicem içinde şeker yok) veriyorlar. Fikir güzel: bir bardak, üzerinde çizgi kahramanı gibi kadın ve erkek, doğum tarihleri ve ilişkilerinin önemli tarihleri.
Haydi girdik şapelden içeri... Gelin ve damat sahnenin üzerinde durup, tebrikleri kabul ediyor ve fotoğraf çektiriyor. Diğer misafirler ise, sandalyelelere tünemiş, yemek yiyor..
Damatta beyaz eldivenler var. Sanırım burada adet, çünkü otelde kaldığımız günlerde evlenen bir çift görmüştük, damatta da yine aynı beyaz eldiven vardı.
Kıyafetlere gelince, erkekler genellikle batik gömlekler ya da bildiğimiz takım elbise giyiyorlar, kadınlar ise daha bir ilgi çekici...
Kadınların allı pullu (bol bol pullu;) elbiseleri ya da ikili takımları oluyor. Olay şu, içlerine askılı bir bodi, üstüne uzun, vücudu saran, transparan ama olduça renkli bir kumaştan bir gömlek (ki üzerinde bol bol işleme ve parıldamasını sağlayan pullar var), altına ise kendi batik kumaşlarından düz, dar ve uzun bir etek.
Başka bir yerde çektiğim şu resimde birebir görebilirsiniz ne demek istediğimi..
Her neyse dönelim kendi düğünümüze. Düğün davetiyeden anladığımız kadarıyla iki parçadan oluşuyor, bir kız tarafı, bir oğlan tarafı. Biz öğlen giderek oğlan tarafına denk gelmiş olduk. Kayınvalide sürmüş de sürmüş pudrayı. Hemen bir parantez ile belirteyim ki, burada beyaz olmak güzelliğin simgesi, cilt temizleyicisinden çok beyazlatıcısını bulursunuz kozmetik olarak ve her güzellik salonu bunu vaad eder sizlere özel spalar ile.
Neyse saçı asıl ilgimi çekti bayanın, daha önce de farketmiştim bunu, belirli yaştaki kadınlar özel günlerde kalıp gibi duran garip bir saç kabartma olayına giriyorlar. Çaktırmadan kayınvalidenin arkasından da çekmeye çalıştım sizlere gösterebilmek için..
Şimdilik burada bir son vereyim yazıma... elektrikler yok ve laptopun şarjı bittiiiiiii....