5 Eylül 2011 Pazartesi

Gecmis bayramlariniz kutlu olsun:))

Eveettt, bir ramazanı ve bir bir bayrami daha geride bıraktık... Zorlandık mi?? Hem de nasiiill?!!! Ramazan'in son günlerinde artık gözlerimin önüne su vahaları görünüyordu:))

Bayramda nasılsa Turkiye'de olmayacağız, bari biraz gezelim dedik, tuttuk Malezya yollarına attık kendimizi. Yolcululumuz ilk olarak Semarang-Solo sehri arası kara yolu ile başladı. Solo sehri batikleriyle unlu bir şehir ve yaklaşık 100km mesafede ama 2,5 saatte gidiliyor (ona bile raziydik yaaa.. -nedenini daha sonra yazacağım donus maceramızda saklı). Solo bile Semarang'dan daha albenili ve düzenli bir şehir (yoksa Semarang dışındaki her yer bize cennet mi görünmeye başladı? :)
Neyse vardık havaalanına, bir temiz bir düzenli bir yenilik kokuyor; Allah'im gerçekten de mi sadece Semarang'i esirgedin diye düşünmeye başladım.. Hersey bir yana, tuvaletleri bilem temizdiii, dusunun artık!!!

Uçağımız kendisini dünyanın en iyi ucuz ucus firması ilan eden Airasia ile olacaktı. Aslinda dogru, ucuz (Endonezya ici yolculuk ile ayni parayı verdik; kisi basi yaklasik 300 kusur dolar) ama bir nedeni var: uçakta hersey ekstra; kabin bagajın dışındaki valizlerin (yukune gore de ayarlanan tutari ile) parali, sigorta paralı, ucus ikramları paralı (neyse ki iki saatlik ucus ve biz de oructuk:). 
Eveeet sorunsuz bir şekilde bindik uçağımıza ve de Kuala Lumpur sehrinin LCCT (yani ozel olarak Airasia için ayrılmış) terminaline indik. Terminaller farklı, söyleyeyim şimdiden, öyle yürünecek bir mesafe de degil yani ana terminal ile aradaki mesafe. Ancak araba ve shuttle otobüs ringleri var, onları kullanabilirsiniz. Kısacası Kuala Lumpur uzeri bir baska yere gidecekseniz, terminalleri dikkate alarak planınızı yapin, Singapur terminalleri ile uzaktan yakından alakası yok (Singapur inanılmaz hizli ve düzenli metro benzeri taşımacılık sağlıyor terminaller arasında)
İndik de amanin bu kuyrukta neyin nesi??? Devasa bir spor salonu icinde yılan gibi kıvrılan bir kuyruk dusunun, iste o pasaport kontrolu :(( Bir saatten fazla surduuuuuu!!!!


Bu arada Airasia'nin kendine ait parali shuttle otobusleri var ve sizleri Kuala Lumpur sehrinin ana metro, otobus ve iste herseyin terminali Kuala Lumpur Sentral'e goturuyor. Havaalanindan KL Sentral'e gitmek bir saati biraz askin bir mesafe demek. Oraya varinca gideceginiz yone dogru bircok seceneginiz var, yeralti ulasim agi bayagi gelismis, tum sehre yayilmis. Hatta sehirlerarasi tren de burdan geciyor, yani KL gelince yolunuz KL Sentral'den mutlaka gececek. Bizim otelimiz Golden Triangle icinde yer alan GTower'di. KL Rapid adli metro agi uzerinden gidecektik. En fazla 20 dakikalik bir mesafe. Yanilmiyorsam kisi basi 3 Ringit civari bir para odedik (1 dolara tekabul ediyor). Bu arada bizdeki gibi sabit degil fiyatlar, gideceginiz mesafeye gore kurus kurus artiyor, ornegin bir sonraki durak 3 degil de 3,20 falan oluyor. Biletinizi de saklamaniz lazim cunku cikarken yine biletinizi okutuyorsunuz makineye, ancak oyle gecis veriyor. 
Oteli ben sectim ve yerini gorunce kendimle gurur duydum; metrodan cikar cikmaz sagimizdaydi. Tabii bizim ilk cikisin yanlis taraftan oldugunu ve biraz yurumus oldugumuzu belirteyim;)) 
Otel 1 yillik, yandan Petronas kulelerini goren, ayni zamanda ofis gorevi de goren bir gokdelen. Odanin  ici modern ve suuuuupeeer rahat bir koltuga sahip (esime paketleyelim bunu goturelim dedim ama sanirim gorunmeden cikmak zor olurdu:)) Ayrica size ozel yastik menusu sunuyorlar, yani var olan yastigi begenmezsen daha sert, daha yumusak, kaz tuyu, visco gibi degisik secenekler var. 
Soldaki koltugu gordunuz mu? Iste o benim!!
Bu arada ben daha KL'a gitmeden lokantalari arastirmistim kentin ve bir adet turk lokantasi buldum!!! Esime soylemistim ilk gelir gelmez orada yiyelim diye. Adi Bosphorus, yer Pavilion alisveris merkezi (sehrin en luks alisveris merkezlerinden). Amanin ne sevinmistim internetten bunu buldugumda, dusunun bir de, oyle bufe seklinde bir kebapci da degil, luks alisveris merkezinde "fine cuisine" olarak tanitan bir yer (hani gurur da duymustum..). Bu nedenle, otele yerlestigimiz gibi taksiye atlayip oraya gittik. 

Yiyecegimiz kazik varmis meger:))) Hatirlamiyorum odedigimiz tam rakami (beynim bu bilgiyi kaydetmeyi reddediyor:) ama aldigimiz kucuk bir meze tabagi (pasta tabagina sigdirilmis 4 kasik meze) ile bir adet imam bayildi, bir iskender, bir  ali nazik, birer su, birer cay ve kucuk birer kunefeye galiba 150 dolar civarinda bir para odedik (caylari dahi odedik!!!! ve kimse amanin bunlar turkler eccik ilgilenelim demedi, zengin araplari ihya etmek varken adam bizi napsin??!!)) Esim de ben de sinir olduk, yediklerimiz guzel bile degildi hani... Esimin iskenderi kotuydu, kunefeyi de ne demeyi beyaz tatlimtirak bir sosa bularsin bilmiyorum... Yani Endonezya'da biriktirdigimiz turk yemegi ozlemi kabus oldu cikti... Gitmeyin bos verin, ben size super bir alternatif suncam yarinki yazimda, onu dikkate alin!!

Bu kazikla son veriyorum yazima, eksi tadi sizde alin diye :p




Hiç yorum yok: