Malezya'nın en tanınmış, en turistik yönüne değinmek gerek şimdi: Petronas Kuleleri. Bizim bu konuda küçük bir şanssızlığımız oldu. Petronas Kulelerinin içine giremedik. Bayram haftasında komple kapattılar. Bilseydik Pazar günü gitme şansımız varken, değerlendirirdik ama doğrusu tüm haftayı kapatacakları aklımızın ucundan geçmedi. Biz de diğer turistler gibi gecesiyle gündüzüyle dışarıdan çektik. Zaten önemli olan kendisini görmek değil mi? ;)
Gündüz...
... gece.
Bu fotoğrafı eşim çekti. Petronas kulelerinin, başka bir gökdelende yansıması. Oldukça estetik, değil mi? |
Bu arada bu gündüz fotoğraflarını çektiğimiz gün, bayramın ilk günüydü. Bir baktık geleneksel kıyafetli bir çift var önümüzde. Gidip konuşsak mı, fotoğraf çektirsek mi, acaba bizi yanlış anlarlar mı derken, gittik sonunda yanlarına.
Çok güler yüzlü, sevimli bir çift. Kıyafetlerini sorduk, bayramda insanlar böyle giyiniyorlarmış. Çok renkli kıyafetler. Geleneklerini devam ettirmeleri de güzel olmuş. Ayrıca onlardan sonra bir kaç kişide daha gördük bu kıyafetleri.
Biz bu kuleye çıkamadık ama kule mi yok ülkede sanki, diyerekten kendimize yeni bir kule bulduk. Dıştan bizim Atakule'ye benziyor. İşte Kuala Lumpur Tower, nam-ı diğer, Menara Tower:
Uzunluğu (anteni dahil) 421m. 276m yukarısında da Atakule'deki bir izleme platformu var ama açık hava değil, camlı. Giriş yanılmıyorsam 40 küsür Ringit idi kişi başı. Kısa bir kuyruk beklemek gerekiyor, çünkü belirli aralıklarla belirli sayıda insanın yukarı çıkmasına izin veriliyor. Yukarı varır varmaz da ücretsiz (kimliksiz;) size Kuala Lumpur'u anlatan bir cihaz veriyorlar. Bir kaç dil mevcut (İngilizce, Fransızca) ama elbette Türkçe yok. Her bir pencereden gördüklerinizi tarif ediyor. Güzel bir uygulama.
Ama ben sizi sadece fotoğraflarla baş başa bırakacağım.
Bilmiyorum fark ettiniz mi ama, Kuala Lumpur oldukça temiz ve yeşil bir şehir. Her yerde ağaç olmasına, bir şekilde yeşillik olmasına özen gösterdiler. Tabii şehrin yeni olmasının bunda büyük bir
payı var. Bizdeki şehirler gibi gitgide oluşan, büyüyen, yerine artık sığmayıp, üst üste çakışan bir yapısı yok. Bu arada dışarı çıktığımızda metal malzemeden bir heykel ile karşılaştık. Yakışıklı, değil mi? ;))
Bir de Malezya'nın her yerde gördüğümüz sembolü vardı. "1" sembolü. Farklı etnik gruplar olmasına karşın, herkesi birliğe çağıran bir sembol (malum ülkede Malezyalı kadar Çin ve Hintli nüfusa sahip.) Aslında fikir çok güzel ve Türkiye için de uygulanmalı diye düşündük...
Yine aynı yerde Malezya'nın geleneksel ev yapılarından birkaç örnek vardı. Daha önce Kalimunjawa'da gördüğümüz Bugis evlerini hatırladınız mı? İşte Malezya'nın da Bugisleri ve dolayısıyla aynı yapıda evleri var.
Bugünlük de bu kadar! ;))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder